21 Eylül 2019 Cumartesi

Alışmak

İnsanın hayatı "alışmak" üzerine kuruludur. Yaşamında iyi veya kötü giden ne varsa ona zamanla alışır ve kendine yeni/den heyecanlar arar. Bu doyumsuzluk insanın doğasına özgü bir davranıştır. İnsan, doğası gereği alışır. Alışır, yakınının öldüğüne, sevdiğini kaybettiğine, yürümeyen ilişkilerine, kötü giden okuluna, iyi gitmeyen evliliğine, iyi gitmeyen işine... 

"Alışmak" insanın ömrünü yavaşça tüketen bir süreçtir.

...

Adam uzun süredir hayatının bu denli monoton gitmesine, geride bıraktığı geçmişine sahtelikler katıp yalnız yaşama sürecine alışmıştı. Bazı geceler, bazı hayatların içine dalıp kendini özgürlüğe doğru salıp, sonunu başka birinin hayatına bağladığı, o başka birininde sustuğu an her şeyin yok olup gideceği sahte bir hayata başlamıştı. Hiç kimsenin onu anlamayacağı bir yerde. Hiç bir kelimenin ya da düşüncenin mantıklı olmadığı bir hayat sürecinde tanımadığı bir yaşam sürdü. Bir şeyin yahut birilerinin her zaman insana ait olması gerekmiyormuş öğrendi. Sahte bir geçmişle, yalandan kurduğu gelecek yaşam sürecinde, kaybettiği ne varsa hiç katmadan tek gerçeği kendi beyninin içinde bir nokta halinde bırakıp, hatırlamamak üzere yoluma devam etti. 

Hep bir mucize bekleyerek hayattan. 

Hayat, acımasız olduğu kadar bu süreçte çok kahkahaya boğdu, nefes almakta zorlandığı kahkahalarının sayısı, acılarıyla eş orantısını kaldırdı. Yerini, toprağına kendini resmen kabul ettirmiş bir fidanın kökleri kadar güçlü, gökyüzüne eriştiği dalları kadar yeşil ve diri bir hale getirdi.

Adam "alışmak" üzere, yeni bitirdiği hayatına, yeniden "alışmak" üzere başladı.

  

Kafkaesque

Dün gece masumiyeti gerçeklikten silinmiş. Flu, ağır aksak rutin fizik kurallarını reddediyordu bünyem. “ İyi değilim ” diyordum sürekli, ...