19 Ekim 2017 Perşembe

Şehir Günlükleri 2

Hiç bir Ad'a sığmayan bir melankoli... 

Sesler duyuyorum yürüdüğüm sokaklarda...

Sesler, camları sonbaharın ayazına örtülü evlerden ve her şeyi bırakıp gitme isteği... 

Kış gelecek sonra daha kalın giyinecek vücutlar, kışın ayazına örtülü. Kış, bir şişe şarap elimizde, Schubert, Chopin, İlhan, Asaf, Süreya, bir tını, bir şiir... 

Gar merdivenlerinde buluşacak ayrılıklar, oysa yürüyerek gelmişlerdi... 

Beklerken, özlerken seni bir gün, bahar yani Nisan düşecek toprağa, ısınacak gökyüzü, sonra yaz Ağustosa dönünce sıcağın yeri "ayların en zalimi" binlerce kuş kalbime konmuş sonra da uçup gitmişler gibi... 

Durma sarhoş olalım, vakit geliyor kışa, bağbozumu ilk çağdan haber getirdi, kavuşmak mümkün değil ya hızla çarpalım kadehleri başka masalara yokluğa bir "ah" çeker gibi.

Şehir Günlükleri 1

Yorgunum, hayal kırıklığıma üç el ateş ettim. Parmaklarım acıyor, orta yerinden. Sözcüklerim ağır kaçıyor yazılarımda, düşüncelerim çok farklı. Anlatamam... Daralmıştım. Çünkü olup bitmeyenleri kimselere ağlayamayacak kadar yalnızdım.  

Gece geç düşüyordu güne, gün bitmek bilmiyordu kendimle... Yüzün sızıyordu araya bol bol, gülümsüyordum, peşinden kalbim daralıyordu. 

Daralıyorum işte! Üzmeye gelmiyor, çürümüş bir ağaç gibi kırılıyorum. Kendime faydam yok, gölgem olsun. 

Oysa benim de dünyaya ve içindeki bir takım saçmalıklara pervasızca kafa tutuğum zamanlar vardı, sen yetişemedin. Kırılmış kalp görmeyeyim yakarım ortalığı dediğim zamanlar vardı. Sen görmedin. Ben hep böyle içi çürümüş mücrim bir ağaç değildim. Sevgi çürüttü beni, savrulan özlem vurup üzerime yapraklarımı döktü. Gölgeme durmaz oldular, şimdi sessizlik. Sessizlik sensin geceleri.

Laf çok, ömür kısa, hüzün çok, sevgi çok, yalan yok, beni sulama, beni tam gövdemin ortasından kes at. Sök, gölgemin yerini her türden mahlukat doldurmadan. Kes, at!  


" https://www.youtube.com/watch?v=0L7i5Ta53Cg "

Kafkaesque

Dün gece masumiyeti gerçeklikten silinmiş. Flu, ağır aksak rutin fizik kurallarını reddediyordu bünyem. “ İyi değilim ” diyordum sürekli, ...