15 Aralık 2017 Cuma

Bir Gün Belirle Bizim Olsun

Bir arkadaş masasında tanıdım seni, yüzünde pahabiçilemez bir gülüş. Umursamadan, ağır bir ritimle, sakin sakin gelmiştin. Günleri hiç kovalamadan belki de hiç uykudan uyanmadan günü belli olmayan bir zaman aralığında. Bir gün belirle bizim olsun. 

Tatlı gülüş pek yaraşır, gözleri ömre bedel; Ah! ne güzel, ne güzel seni sevmek, ah ne güzel seni sevmek... 

Doğdun ömrüme, doğdun bir güneş gibi aşkı tazeledin... 

...

Çok seversek zarar veriyoruz. Ummadığımız bir anda ve tam da ihtiyacımız olan bir anda karşımızda duran bütün renkleri kirletiyoruz. Sevgimiz temiz, dilimiz tuzağımız oluyor. Kocaman bir dilemma bu! Çok sevmesek mi acaba?

Bizi biz yapan tüm güzellikleri kendi ellerimizle ve iyi niyetimizle katlediyoruz. İnsanız ya, elimizin, dilimizin, gönlümüzün ayarını bilmiyoruz. Cümlelerin içinde koşmanın, duyguların, dillerin, kültürlerin arasında nefes almanın sadeliğinde, "keşke"lerin tutsağı olarak, yazıyoruz.

Gel gör ki olmuyor bu! Yazmak, her şeyde aklıma düşen sulietinle, düşünmeye anlamaya bırakıyor yerini, anlamak seni görme istediğini artırıyor. İşte o zaman girmiyor kapıdan içeri gerçekliğin. Elinden tuttuğum gibi gitmiyor hayat. Başka türlü yaşamak mümkün gibi gelse de sensiz anlamı kalmıyor.

Öyle çoğul, öyle yoğun bir zaman parçası getirdin ki ömrüme, bütün sevgilere ders olsun. Henüz bitmedi yazılacak güzellikleri. Sevgiye Giriş-101, her yazıldığında seni emanet edecek, bir başka sevgiye yol gösterecek ders niteliğinde.

Bir gün iki satır yazacak olursak buraya; sevdamıza, yüreğimize, öfkemize, direnmemize ve hayallerimize saygı ve sevgiyle,

sevgi neydi?
sevgi incelikti, varlıktı
sevgi emekti.
kutlu olsun
halimiz.

Kafkaesque

Dün gece masumiyeti gerçeklikten silinmiş. Flu, ağır aksak rutin fizik kurallarını reddediyordu bünyem. “ İyi değilim ” diyordum sürekli, ...