13 Eylül 2017 Çarşamba

Heirloom

Buruklukla sevinci bir arada yaşamanın insana katacağı derin anlayış çok nadir bulunur. Bütün bu durum; taleplerin ve arzuların ötesinde; tercih değil, seçim yok, bu böyle.

Sakindi Stains Coffee* en son geldiğimden bu yana. Aynı masa yeşilliğin kahverengi ile bütünleştiği. Seçim değildi, tercih değildi. Sadece bir tesadüf. Aynı gülümseme bir fotoğrafta kalan, başka bir burukluk. Biraz hüzün, biraz özlem ve tutku...


Kahve yerine bu kez çay vardı. Taze demlenmiş ve birine duyulan özlem kadar sıcak ve yakacı. Yalnızlık kadar. Yinede gidecek olanların kahve seçimini işletmecisine bırakarak (tat alma duyunuzun ne derece iyi olduğunu bilmeden) damaklarınız da kahve tadının hoş bir lezzet bırakacağı bir gerçek.


Yazmak için her şey hazırdı. Notlarımı aldım. Kalemimi kağıda sürmeye başladım. Sürüş uzun bir yolculuk getirdi. Yolculuk içinde yorgunluk, kaçış, biraz huzur... Başımı kaldırdım, çıkış kapısındaki bisikletin zincirlerini kopartıp hareket ettiğini gördüm, olduğu yerde, tıpkı benim gibi. Lastiklerinin dönüşü, aklımda ki cümlelerin açısal hızına eşitti. Gülümsedim. 


Yaptığım en iyi şeyin yazmaktaki kusursuzluğum olduğunu fark ettim. Onun dışında kusur benimle birlikte hareket eden, bisikletimin selesine oturan bir arkadaştı. Kusur. Yalnızlığıma çare olmayan, düşüncelerimi bozan bir bağımlılık. Kusur. Kusurlarım. Kusurlarınız. Dile getiremeyecek kadar çok olan...

Derken çayım azaldı. Yazacaklarımı erteledim. Deneyim ve tıkanıklığın iç içe geçtiğini hissettim. Kahve kokusunu bir yudum daha içime çektim. Son yudum çayıma yöneldim. Kapıdan içeri giren bir çifte bisikletimi emanet ettim. 

*Adres: Stains Coffee, Bahçelievler Mahallesi, Prof. Muammer Aksoy Caddesi, 13/A, Bahçelievler, Çankaya, ANKARA.

Kafkaesque

Dün gece masumiyeti gerçeklikten silinmiş. Flu, ağır aksak rutin fizik kurallarını reddediyordu bünyem. “ İyi değilim ” diyordum sürekli, ...