28 Kasım 2013 Perşembe

Yalnız, Bir Dost Edindiniz

     Ne güzel şeydir, iyi şairlerin dizelerini okumak. Dahası kitapları elinize aldığınızda, her yanınızı sarıyorsa büyüsü. Yalnızlığınıza bir dost edinmişsinizdir. Öyle entelektüel yalnızlık falan değil! Saf, insan olmanın yalnızlığı, çağın tanık olduğu bir şairin ya da şairlerin yaşam karşısındaki yalnızlığını, zaman zaman çaresizliğini ama tüm bunlara rağmen hala bir şeyler yaptığını gördüğünüz yeni dostunuzun isyanlarını okuyorsunuzdur.

     Yalnız değilsinizdir artık. Yalnız olabilmeyi beceremediğinizin farkındasınızdır artık. Zaten gelse ne değişecekti ki? Sizi hatırlayacak mı? Hatırlasa da sevinecek miydi gelişinden? Gözlerinin içi gülecek miydi? Hiç konuşmadan 'ben de seni özledim' diyebilecek mi? Hayır, değil mi? Öyleyse hiç gelmemesi daha iyi. Böylesi daha iyi... Yalnızlığınız sizi anlayan satırları okurken paylaştıklarınızla daha iyi... Böylesi güzel, karşılıksız ve saf...

     Fakat yapamıyorsanız bu yalnızlıkla, gün oluyor unutabilmek için bu şehirden çok uzaklara gitmek istiyorsanız. Sokaklar, evler, caddeler, vitrinler size hatırlatmasın diye daha uzaklara kaçmak istiyorsanız. Hiç durmayın, kapatın elinizde ki kitabı. Kurun hayalini kaçmalarınızın ve çıkın yollara yalnızlığınızı yanınıza katıp. Çünkü; biliyorum nereye gitseniz, ne kadar kalabalık bir şehrin sokaklarından geçseniz elbet yalnız kalacağınız bir çok an sizinle beraber gelecektir. Kitabınızı arayacaksınız o an. Bırakmıştınız hani giderken. Daha doğrusu kaçarken. Yani sizi karşılıksız anlatan ve anlattıkları kendi hüznü olan saf dosttunuzu arayacaksınız. Belki uzun bir zaman sonra, belki de kısa bir an. Biliyorum arayacaksınız. Şimdi, hiçbir tutkunun, o tutku kadar içinde taşıyan kişinin yapısını değiştirecek kadar güçlü olmadığını biliyorum. Yalnızlık her an yaşanılacak, kuşkusuz kaçınılmayacak bir duygu. Ölünebilir, yine de değişmez. Çünkü insan yalnız ölür, öldüğünü bilemez...

Kafkaesque

Dün gece masumiyeti gerçeklikten silinmiş. Flu, ağır aksak rutin fizik kurallarını reddediyordu bünyem. “ İyi değilim ” diyordum sürekli, ...