12 Ekim 2013 Cumartesi

Geç Saatlerin Denizinden...

     Eve kapanmaktan korkuyordum. Kapanmak zorunda kaldığım zaman gelmeseydi eğer. Ne yapacağım bundan sonra diye düşünmekle geçiyor zaman. Güzel olan hiç bir şey kalmamış hayatımda. Geleceğe dair yapılan planlarım yok. İnsanların başarını oturduğum yerde, öylece izliyordum. Ne zaman elimi uzatsam, güzel bir yaşam için elim üşüyor ve daha çok kaybediyorum. Gelmiyor içimden uzatmak ellerimi. Amaçsız geliyor yaşamak. Ölmek. İntihar etmek mi? Tanrım çaba gerektiriyor. Yıllarca uyumak istiyorum ama izin vermiyorlar. Hiç bir şeye ilgi duymuyorum. Nasıl kaçabileceğimi ve değiştirebileceğime dair bir fikrim yok. Diğerleri gerçekten hiç olmazsa yaşamdan tat alıyorlar. Benim anlayamadığım bir şeyler var ve onlar anlamış olacaklar ki bu denli mutlular. Bende bir eksiklik vardır belki de. Mümkün. Sık sık aşağılık duygusuna kapılıyorum. Onlardan uzak kalmak istiyorum ama gidecek yerim kalmadı biliyorum. Yalnızlıktan korktuğumu düşünmeyin sakın. Yalnız kalmak düşündüğünüz kadar basit değil. Dediğim gibi yalnız kalabileceğim bir an bulmak zor ama kalabalığın içinde kendimi sığıntı gibi hissettiğim ve kalabalığın içinde yalanın baş gösterdiği kelimelerle yaşamak zorunda olduğum doğru. Gerçekten gülüyorum. Gülmem onların yalan söylediklerine, sanmayın ki birileri gerçekten güzel mizah anlayışı var. Mutsuz görüyorsunuz beni anlattıklarımdan dolayı değil mi? Keşke hayat bunca yıldan sonra bir kez olsun iyi bir yönüyle bir kaç gün yaşatsa da bana bende bu kadar karamsar yazmayı bırakabilseydim. Yazdıklarımın bile okunduğundan şüpheliyim. Birileri için önemli miyim? Değilim. Olsaydım eğer hissederdim. Neyse ya anlatılacak bu kadar çokta şey yok aslında. En iyisi bir kahve içip ardından uyumayı denemeliyim...

Kafkaesque

Dün gece masumiyeti gerçeklikten silinmiş. Flu, ağır aksak rutin fizik kurallarını reddediyordu bünyem. “ İyi değilim ” diyordum sürekli, ...