3 Mart 2015 Salı

Kayıp Zamanın İçinde

Vakit gece yarısını geçiyordu. Adam erken içmeye başlamış olacak ki, sallanarak iniyordu Galata’nın arnavut kaldırımlarından, küfrederek saat on buçukta. Kendi kendine “bu belediyede iş yok çalışmıyor hiç, baksana yollar taş olur mu hiç” diye söyleniyordu.  Birkaç gündür gazetede ve televizyonlarda çıkan kadın cinayetleri hakkında çok şey okuduğundan başı eğik yürüyordu. Kimseyi korkutmak istemiyordu belli ki. Kadınlara hep değer vermişti…
Elinde bardan çıktıktan sonra kapanmadan yetişip aldığı birkaç biranın içinde olduğu siyah torba ve açık bir bira kutusu vardı. Aklında hiç kimsenin düşünemeyeceği sözcükler birde. Kötü giden kaderini değiştiremiyordu belki ki. Kendisini en yeteneksiz doğum olarak düşünüyordu. Hayatta her yaptığı biraz sevilmek içindi sadece…
Üstünde kirli gibi görünmese de dört beş gündür aynısını giydiği, önünde nefret ettiği Amerikan’ın bir eyaletinin adının siyah kalın puntolarla yazılı olduğu gri tişörtü ve bluejean kotu vardı. Her gece evine bu şekilde dönüyordu. Kadehin dibini parasının yettiği sürece, eve gidecek yol parasını ve yolluk harcını bir kenara ayırdıktan sonra görüyordu birkaç kez. Günlük kazandığı işporta tezgahından elde ettiği geliriyle ve geldiği gibi sızıyordu kendini attığında giriş kapısından içeri uzanan koridoru bitirince salonun orta yerine. Çoğu sabah halının üzerinde, halının bütün motifleri yüzüne işlenmiş uyanıyordu…
Bu sabah diğerlerinden farklı bir şey vardı.
Gözlerini açamamıştı, yüzüne vuran güneş bile fayda etmiyordu buna. Nefes alır gibi bir hali görünmüyordu. Boylu boyana uzanmış yüzüstü yatışı değişmiyordu. İki saat sonra duyulan siren sesleri ve polis tarafından kırılan kapı gürültüsüne kadar öylece yatıyordu. Sağlık görevlileri sedyeye yüzünü çevirip koyduğunda, üstüne örtülen beyaz çarşafın altında yatan adam çoktan ölmüştü, hiçbir yeteneğini anlamadan ve gerçek sevgiyi yaşayamadan… 

Kafkaesque

Dün gece masumiyeti gerçeklikten silinmiş. Flu, ağır aksak rutin fizik kurallarını reddediyordu bünyem. “ İyi değilim ” diyordum sürekli, ...