5 Eylül 2017 Salı

Affogato

Tanıdık bir yerden geçti bedenim. Bir kahve evi... Bardağın içi karanlık sözcüklerle dolu. Kimse kimseyi anlamıyor artık. 

Çocukluğumda hep merak ettiğim sonraları kahve evi olunca adım attığım yerdeydim. Bir çoğunuz muhtemelen orada kahve eşliğinde sohbet etmiştir birileriyle ya da yalnız bir kahve fincanı eşlik etmiştir zaman geçirmenize... Ne de olsa Kızılay'da iyi bir yerlere gitme imkanı çok değildir. Coffee Lab*, yıllar sonra 1950'ler Ankara'sının en muntena yeri olan Atatürk Bulvarı üzerindeki, dönemin en zarif ve en modern oteli olan Bulvar Palas'ın olduğu yere açılmıştır. Bulvar Palas zamanında şehrin en önemli yapılarından biridir oysa. Balo salonu, harika tavan süslemeleri ve ön cephesinde bugünde net bir şekilde görebileceğiniz ufak ve şirin balkonlarıyla 80'li yılların sonlarına kadar hizmet verebilmiştir ancak. Yıllarca metruk duran Palas bir süre sonra kafe, giyim firmaları ve parfümeriler tarafından tutuklu kalsa da şimdilerde keyifle oturulabilecek bir kahve evi olarak yaşamaya çalışıyor, Atatürk Bulvarında. 


Müzik kalitesinden kaçındığım gerçeğini bir yana bırakırsak balkonunda Ankara'nın hızla akan yüzünü izlerken düşüncelere dalıyor yinede insan. Bir yudum kahvede düşüncelerin akışını hızlandırıyor ve alıyorsun o en çok sevdiğin kağıt ve kalemi;

Aslında ne yazdığımı bilmeden yazıyorum. Yeni sözcükler ard arda diziliyor. Herhangi bir sözcüğün cümleme yakışmamasından korkuyorum mürekkebim kağıtla sevişirken usulca. Aklımdan geçenleri elbette tek seferde yazmak kolay değil, yetişemediğim her cümle kaçıyor benden. Bir yudum daha kahve;


Zamanda boşluk böylece ortaya çıkıyor. Bizde geriye baktığımızda hayat diye bu boşlukları görüyoruz aslında. Gerisi biteviye görünmez bir beyazlık.  Ne yapalım, seni sabahın sakinliğiyle öpüp tabiatın dinginliğine uyarak, kalkıyorum.

*Adres: Coffee Lab, Kızılay Mahallesi, Atatürk Bulvarı, No:141. Çankaya/ANKARA

Kafkaesque

Dün gece masumiyeti gerçeklikten silinmiş. Flu, ağır aksak rutin fizik kurallarını reddediyordu bünyem. “ İyi değilim ” diyordum sürekli, ...