Aklımın karışıklığı odama yansımış
Dört duvar arası sana yazılan
cümlelerden ibaret
Beyaz kâğıt üstüne mürekkep lekesi
Perdeme ve kıyafetlerime sigara kokusu sinmiş
Efkârım üzerine, fazla yakmamın neticesi
Belli aralıklarla gözlerime düşen hatıralar
Acıyla, kim bilir kaçıncı kez birlikteyiz
Başlıyorum ama iyi bitiremiyorum kuşkusuz
Heyecanlıyım her konuşmamızda, çocuksu
O son buluşmayı geciktiren hangi cümleyi kursam
Yüklüyorum kendimi hüzünlerin arkasına,
akşam vakti
Nefes aldığım her an ağırlaşmakta
Tesellim, görebilme ihtimalimdi seni
Beceremiyorum ya, onu da yazmış olduklarımla
Hani tek beceremeyen bende değilim burada
Biz hiç beceremedik desem, daha doğru aslında
Sevgi dolu bu dünyada el ele gezmeyi
sevmeyi, terk eylemeyi
Bu ne biçim son böyle,
tekrarlanan
Tekrarlaştıkça gelenekselleşmeye başlayan
Tekrarı reddeden, tekrarı aslında sevmeyen
bir son
boşversene, vaktin
varsa çay içelim…