14 Şubat 2018 Çarşamba

"Aşkta her ders öğrendiklerini biraz daha unutmak içindir."
İyi akşamlar sayın dinleyenler! İnsandan Öte burası...

Tek başınadır aşk, meydanları dolduran kalabalık gibi. Konuşacak o kadar çok şey var ki! Şiirler soğuk yabancılara benzerken, kelimeler boğazında yutkunmaktan öteye geçmez. 

Ayın 14'ü, ya ilahi aşk, Aziz Vanlentinus kutsasın sizleri...

Böyle uzun, upuzun; böyle geniş, gepgeniş bir gecedeyim. Ucu bucağı olmayan yalnızlık. Yalnız; ne önümde, ne arkamda, ne sağımda ne de solumda izi var. Sanki yokmuşum gibi. Sessiz, suskun, yapayalnız. Radyonun sesini biraz daha açtım. J. Sebastian Bach - Air on the G String. Ruhumu dinginleştiren keman sesi, başımı arkaya doğru yasladım. Bir süre gözlerim kapalı, ahenkle dans edişini izledim kulaklarımda...

Sonra, gözlerimi açtığımda huzur, çırılçıplak yatıyordu karşımda. Masanın üzerinde ki kitaplara gözüm takıldı. Çok birikmişler, haber vermeden. Öylece kendime gelmem, sayfalarını yontmam için üst üste beklemekten başka bir şey yapmamışlar. Oysa hepsini nasıl bir merak, nasıl heyecanlı indirmiştim, kitabevinin rafından. Küsmüş olmalılar diye düşündüm. Küsmüş. Tozlarını üfledim, sımsıcak avuçlarımın arasına sardım, tekrar sıraya getirdim. Önceliğimi seçtim. Seçtim. Seçtim. Seçti... Seç...

Adını anıyorum diye kızma, elimde değil.

Kafkaesque

Dün gece masumiyeti gerçeklikten silinmiş. Flu, ağır aksak rutin fizik kurallarını reddediyordu bünyem. “ İyi değilim ” diyordum sürekli, ...