24 Haziran 2016 Cuma

3 Şekilde

Uzun ışıksız soğuk bir an gözlerinde, gerçekten böyleydi. Saçların örgülü, omuz uçlarından sarkarken berindeki demir parmaklıların sıcaklığı, çam ağaçlarının kokusu siyah beyaz resim içinde olsa da hissedilebilir yeşilliği. Belki tüm güzellikler parmak uçlarında dizilmiş onları düşünüyordun. Bu dünya... Bir kirpi ile oturduğun yeri paylaşmak isterken, hayal ettiğin yolları ve evleri hiçbir zaman inşa edemeyeceğini düşünüyorsun. İnsanların pisliklerini örtmeye çalışan vücudundaki çatlakların sızıntısı görebiliyorsun, gülüşlerinin altındaki acizliği, sarılmalarındaki mide bulandırıcı samimiyetsizliği. Sonra içinde barınan küçücük hayalin hiç kaybolmasın diye şehrin bütün yağmurlarının üstüne yağmasını istiyorsun. Uyuyarak giderilmeyecek yorgunlukların var. Bunu çok iyi biliyorsun. İzahı yok bazı şeylerin… Düşüncelere dalmak tekrar tekrar, çocuksu kaşların çatık, bir şeyler ters gidiyor besbelli. Çekinme, eskiden nasıl soruyorsan her istediğini sor ona. Cevabını al. Usulca çekil. Acıların tam, yalnızlığın eksik kalsın ya da arkadaşlarınla şarkı söyle sesinin kötü veya iyi olduğunu düşünmeden, bilinçaltını bir amacı olmadan yolculuğa çıkart, geçen çizgileri sayarak yahut en çok sevdiğin vosvos arabalarının rengini, bir yerlere varmak üzere yola çıkmak, varmaktan daha önemli. Sonuç işler burada üç şekilde yürürdü; doğru şekilde, yanlış şekilde, senin istediğin şekilde…

Kafkaesque

Dün gece masumiyeti gerçeklikten silinmiş. Flu, ağır aksak rutin fizik kurallarını reddediyordu bünyem. “ İyi değilim ” diyordum sürekli, ...