22 Aralık 2014 Pazartesi

En Uzun Gece

Yılın en uzun gecesinde düşüneceğim aklıma gelmezdi, seni.
Bir zamanlar tanımadığım için. 
Aslında seni tanıdığımı nasıl söyleyebilirim ki...
Avuçların başka bir adamın sıcaklığıyla ilgileniyorken, ben seni tanımakta yarım kalmışken, seni gün ağarana kadar düşüneceğim bu gece, başın o adamın omuzuna yerleşmiş beraber uyuyorken belki de... 
Ben oturmuş seni tanımaktan bahsediyorum.
Beyaz kağıtlardan üst üste koyduğum kaçıncı karalanmış satır, seni tanıdığımı yazıp anlattığım bilmiyorum. 
Gece madem uzun daha fazla kağıt harcayacağım... 
Sana, kendime, karşı koyamadığım ne varsa düşüncelerimde bir kez daha anlatacağım. 
Bir kıvılcımla, bir avuç kül olacak kağıtların içinde gömülü kalacağım. 
Mürekkep kokusu, yalnızlığım. 
Yaşamadım, yalnız kalmaktan. 
Yaşayamadım, beni dünyaya bağlayan sen olmadan.
Uykularında boğulan insanların nefes aldığı aynı gökyüzünün altında, başarısız anılarımın geçtiği, kötü kabuslar gördüğüm ve yola çıktıkça yeniden kürkçü dükkanına döneceğimin garantisiyle, idareli kullanmak istiyorum kalan ömrümü yazarak, çok daha fazla yazarak sana.
Arkamdan az yaşadı ama çok öldü diye anılarak... 
Yazmak, yazmak, yazmak...
En uzun gecede. 

Kafkaesque

Dün gece masumiyeti gerçeklikten silinmiş. Flu, ağır aksak rutin fizik kurallarını reddediyordu bünyem. “ İyi değilim ” diyordum sürekli, ...