25 Mart 2019 Pazartesi

Kelebeğin Ömrü

Seçeneklerimin kısıtlı olmadığını biliyorum, en iyisinin ben olmadığımı da içimdeki zayıf egoistti saymazsak aslında tıpkı göründüğü gibi biriyim. Çaresiz, aklının her köşesinde yaşam ve ölümle düğümlenmiş bir karmaşıklığı çözmekle uğraşan ve düşüncelerinde tek bir kadının esiri, bedenini uğruna feda eden bağımsız yarı süper kahraman olarak hala yaşama gücüm olduğuna göre... Şimdi soracaklar: "Ne yaşadın bu kadar?" Soru işaretleri çoğalırken herkese hatırlatmamda fayda var herkesin ölümü kendine göre ağırdır ve yaşlı bir şairin dediği gibi "insan bir kere ölür ve her gün ölen umutlarımızdır..."

Kaybettiğim yerde, sevişerek bir kadını daha eliyorum yeniden. Ben nasıl yaşıyorum? Ense kökümde ki ağırlık her gün yükselirken, düşüncelerimin beynime yaptığı baskı. Neredeyim ben? Evden dışarı çıktığımda tek düşündüğüm buydu. Metronun kalabalığı içine adım attığımda ise; pudralı, güllü kokusundan bulanan midem, beşinci durakta ayrılırken seferinden, bir cenaze çıkışı gibiydi kabalık sanki.

Ölen kimdi? Ölen soru işaretleri miydi? Ölen umutlarımızdı, şair öyle dememiş miydi? 

Başım eğik, ağır ağır çıkarken merdivenleri, kocaman bir kafam olduğunu, kimsenin anlamadığı ne çok şeye kızdığımı ve en tuhafının da kendim olduğunu hissettim. Yine gidememek üzerine planlar yapan aklıma, ona ait düşüncelerimi diriltip diriltip atıyordu, yitik hayat. Oysa ezberim çok iyi olmamasına rağmen dudaklarım en ince ayrıntısını anlatacak kadar, koca kafamda dirilmişti. Sanırım bu denli içmeye yetecek kadar uzun bir yaşamı kaldıramayacağımı düşünürsek, hala sarhoş benliğimin bir şeyleri benim yerime hatırlamış olması, beynimin bağımsızlığını çoktan ilan etmiş bir iki kıvrımının isteği ya da inanmak bir alışkanlık gibi. 

Bir kahve yap bana, sakızlı olsun, zahmet olmasın. Birazda yanımda kal. Çoktan geldim.

Yani diyorum ki baharda geldi, aç pencereni ölmek üzereyim. Üstüne bir şey almayı unutma, hala soğuk yer ve gökyüzü. Yutacağım yaptığım tüm kötü konuşmaları, bastırsın midemi. Haydi aç avucunu son kelebekte ömrünü versin, azıcık senin için hayatta kalayım. 

Kafkaesque

Dün gece masumiyeti gerçeklikten silinmiş. Flu, ağır aksak rutin fizik kurallarını reddediyordu bünyem. “ İyi değilim ” diyordum sürekli, ...