14 Kasım 2018 Çarşamba

Kromozom ve İnsan

Beni duyuyor musun? 
Ben neredeyim düşüncelerinde?
Her adımında hafızanda yer eden eski bir bilgi kirliliği miyim yoksa? 

İyi akşamlar sayın dinleyen, İnsandan Öte burası...  

Güneş görücüye çıkana kadar yalnızlığım ağır gelmiyordu gece yarılarına. Belki de ana rahminde kaybetmiştim bu savaşı ve bunun sonucunda da çoktan geç kalmıştım barışa... Gerçi ciğerlerimin ilk kez oksijenin ağırlığından yandığı o an dışarıda insanı boğan bir şeyler olduğu belliydi, uzun uzun ağlattıklarından.

Bedenime sarılan yumuşak bir battaniyenin koruma duygusu, kirlenip sertleştiğinde zamanla geleceğe açılan acının gerçeğiydi.

Sustum. Tam olarak bilemiyorum zamanın nasıl geçtiğini, uyumakla büyümenin sadece ninni olmadığı keşfettim. Yürümek isyan çıkartmaktı toprağa. Yürüdüm. Konuşmak, baş kaldırmaktı yanlış sözler savuranlara. Konuştum. Düşünmek, sormak, yazmak güçlü bir eylemdi. Düşündüm, sordum, yazdım.

Neyse hatırladığım güzel şeylerde var aralarda. Mesela annemin patatesli gözlemeleri...

Dolasıyla uzatmaya gerek yok sayın dinleyen, insanların birbiriyle olan bağları, düşmanlıkları, kıskançlıkları, aşkları ve sayamayacağım onca şey varken. Ben anne rahminden çıkıp sadece patatesli gözlemesini çok sevdiğimi yazmak istedim annemin, hepsi bu...

Kapılar kapanıyor üzerime caddeler boyu, geceyi gri bulutlar sarmış gitmiyor, iki günlük beyazını görmek için Ankara ayazını çekiyorum ve adım gibi bildiğim herkes yabancı.

Kafkaesque

Dün gece masumiyeti gerçeklikten silinmiş. Flu, ağır aksak rutin fizik kurallarını reddediyordu bünyem. “ İyi değilim ” diyordum sürekli, ...