5 Nisan 2014 Cumartesi

Alışıyor İnsan

Bir avuç duâ ellerinin arasında 
İkindi vakti, ıssız bir şehir.
Şehir ki ustura, yeni bilenmiş.
Bir kış mevsimi kaldı geride,
Bir de gülmek sende güzel duran.
Yastığına düştüğünde, yaralı dizleri güneşin,
Saat altı.
Hadi kalk aydınlanmak üzre şehir.
Saçların çok güzel açıyor sabahı, bahara.
Göster kendini pencerenden...

Bahar ki, şehre ait. 
Yol yordam bilmez, kin tutmuş yalnızlığım şahit.
Kusuruna bakma cahilliğimin,
Gerdanın kadar ince değildi düşüncelerim.
Suyun ağaca hatırı kadar.
Hasretim sana, kokunun sindiği kadar resmi...
Aslında gözlerinin berraklığında başladı bu şiir,
Yolunu bulmuş bir seyyah gibi sevinçle dikildi karşına,
Şimdi nereye varsa ucu dudaklarına.

Ben güneş batarken girdim bir şehre,
Dedim ya saat altı,
Gün doğmak üzere...
Gözlerim kapalı, karmakarışık düşüncelerimle
Hangi noktalama işaretini kullanırsan, O'yum.
Bulutlar toprağa tükürene kadar, 
Anladım ki pencereden yağmuru izlerken,
İki parmağının arasında tuttuğun çay kaşığını kıskanırım.
Malum akordu yapılmamış gitarımın,
Resitali mi yinede çalarım.
Duymazsan, ıslanırım,
Son sigaranın dumanında...
Ağlasan, duyarım.
Şu anı çalan hırsız olmasa.
Ben de şehrin bir köşesinde, 
Ağlarım...

Kafkaesque

Dün gece masumiyeti gerçeklikten silinmiş. Flu, ağır aksak rutin fizik kurallarını reddediyordu bünyem. “ İyi değilim ” diyordum sürekli, ...