Güçlü bir hafıza, ağır bir cezadır. İyi anılar nadiren, kötü anılar sıklıkla hatırlanır.
İyi akşamlar sayın dinleyen, İnsandan Öte burası!
İyi ya da kötü biraz daha büyüdük. Sen bana yakın bir zaman diliminde doğdun, bende bir kaç gün sonra doğacağım. Telaşlı ve birazda heyecanlıyım. O gün bir meyhanenin --uzun zamandır oturmamıştım-- bir köşesinde oturup, dışarıyı izleyeceğim. Belki yağmur yağar insanların sokağı hızla terk edişini izlerim. Yalnız olurum, elbette. İnsanların hızla kaçıştığı sokağı da saran bir yalnızlık. Bir, iki kadehten sonra fotoğraflarına bakarım. Huzurlu, meraklı, sürekli gülümseyerek bazı bazı hayaller kurarak. Rakı içime romantik bir hikaye gibi yerleşir. Kavuşmayı beklediğim yazılar kaleme alırım ve bilinmeyen dakikalardan bahsederim, gözlerim biraz puslu. Mürekkebim çoğul. Ben yorgun... Çalarlar herhalde o sırada Müzeyyen Senar, der; "benzemez kimse sana", deriz kalabalıkla; usulca "benzemez kimse sana"...
Bıraktığın/Bıraktığım yerden devam ederim, biraz sallanarak kalktığım masadan. Konuşamam belki bir süre sonra. Dilim daha bir peltekleşir... Tatlı bir huzur dökülüverir içime, soğuktur yinede ellerim. Soğuk kalır. Yağmur yağıyorsa hala, biraz da ıslak. Islak yanımda bir zamanlar yeşeren sen, kanıyor artık bir diken.