30 Mayıs 2015 Cumartesi

Hikâye

Bütün olanlara rağmen, kafamda

Onun hatıralarını kirletecek hiçbir şey yoktu

Sadece "yokluğunun" ağır geldiğini hissettim

Ve bıraktım bedenimi ruhumun tüm yorgun
                                                           ağırlığıyla

Yağmur az önce kenti terk etmişti

Sağanak, kırk ikindi dedikleri

Pencereden izlediğimi düşünürsek

Oldukça yalnız hissetmiştim

Bütün bir günü odamda geçirdiğim
                                                kendimi

Hafiften pencereyi araladım
                                    nefes almak için

Bir rüzgar esti, perdeyi uçuşturan, içeri

Elime kalemimi aldım, siyahtan ziyade mavi

Bir hikayem var, yazmak istiyorum müsadenle
                                                                gidişini

27 Mayıs 2015 Çarşamba

Ah'lar Ağacı

Kendini parçalamış ruhlar

Ve tekrar ediyorum,

Yaprak, polen, böcek olarak dökülüyoruz

Döküldüğümüz yerden yeryüzüne, gözlerine

Ona ait herhangi bir ayrıntıya bakıyorum

Ah! Diyorum...

İkimizden biri ölmeli.

20 Mayıs 2015 Çarşamba

Havuçlu Tarçınlı Kek

Kağıttan kayıklar,

Okul yolundaki yağmur birikintisinde yüzdürdüğümüz

Annemin yaptığı havuçlu tarçınlı kek ve bize gelmelerin

Hiçbir şey yapamadan her şeyi nasılda berbat etmişim

Ben ölüyorum

Ülkede gündeme müdahil olmayan bir elfler kaldı

Annem çayı demledi, beş on dakikaya babam gelir

İlah mısın be kadın?

Beni sen doğurmasan sevgiyi nasıl bilirim

Yinede

Yorgunum, yoruldum ve ağrılar eşliğinde

Müzeyyen Senar parçalarına haddinden fazla kandım

Nasıl biliyor musun?

Ömrümün en mutlu anında sanki o çalıp susup kalacakmışım gibi

Sonra her yanım seni sarar ve eklenir büyürüm

Ben bunu bir kez daha kaldırabilir miyim?

Bu yüzden

Ölme hakkımı şu an kullanabilir miyim?

Güzel günlerin Ardından

Güzel günlerin ardından

Seni sevmeler, gözyaşlarım
                            kal diye değil

Seni unutmak mümkün bile değil

Ruhum şimdilerde serseri

Çok para yok, az bira

Kısa zamanda çok yaşlandım

Seni unutmak
                 güzel günlerin ardınan

17 Mayıs 2015 Pazar

Alabalık

Birbirini gördü kadınla adam, karşılıklı gülümsediler
Tepeden tırnağa derin bir sesliğin neticesi
Dudakların bükülmesi, boğazda düğümlenen söz
Neticesinde çok geçmişti üstünde
Kupkuru kaldı düşünceler, bir başka deyişle
Fanustaki Japon balığı gibi tek başına ilerlemek
Suyun doğasına aykırı az görünmez
İlerleyecekse alabalık su derin, sazlıklar uzundur
Doğrusu uçları paslı duran yeşile kaymış sazlık
Yinede yalnız oltaya takılmak acı
Hepsi bu kadar, gerisi batan ve doğan güneşle ilgili

13 Mayıs 2015 Çarşamba

Yolculuk

Kafana takmadan yürümek istiyorsun
                        çölde, kaldırımda, boş sokaklarda, yolda

Hiç gitmeyecektin aslında, yürüyüp gitmek
herkese göre değil

Detone, ritmi bozuk şarkılar mırıldanarak, gitmek

Belki içmeye, belki köşe başından taksiye binmeye
                     belki de görmek istediğin o kadının yanına

çeşitli boyutlarda uzanmış asvaltın ortasındasın

Belli ki etrafını binalar sarmış, en yakın yeşillik
            ya da deniz

Bilmiyorum ne kadar uzak

Süreç önemli değil veya ne kadar yürüdüğün

Yalnızca sonucun nasıl görüneceğine dair
            şüphelerin var

Yürüyorsun, kafana taktığın çok şey var

İlk olarak nerdesin…

9 Mayıs 2015 Cumartesi

Sezgi

Dün gece yıllar sonra yakın olduğunu hissettim
Gözlerini görmek isterdim bütün gece seyrinde
Yıllar sonra kimsesiz bir çocuk gibi olmamayı hissettim
O vücudumu saran korkunç gidişinden sonra
Boşa geçen günlerin ardına bir tebessüm hissettim
Son satırın iyi geceler demeden önce yazdıklarında
Şimdi hayat sana düşman olsa da özlediğimi hissettim
İnsanlara inat yaşadığımız ve anlattığın onca şey anısına 

5 Mayıs 2015 Salı

Yaşamla İlintili Son Şey Ölüm

Ölümün yaşamdan artırdığı ne varsa
Daha keskindir yaşayanlar için

Oysa yaşam belirsizliktir, ölümle kıyasla
Ne yapacağını, nasıl yaşayacağını bilemezsin
Her süreç ölümü getirir, son bulduğunda

Birinin nasıl yaşadığı, öldüğü ölümden bellidir
Ölümü bilmek, yaşamı bilinçli kılar

Yani doğru yaşamak, korkusuyla ölümün
Ölüm sondur, sona nasıl varacağın

Bu yüzden her ölüm erken sayılır, nasıl
Yaşadığınla ilinti olarak...

3 Mayıs 2015 Pazar

Aşk’ın Tabiri

Suyun derinliğini bilmeden girmek
Rüyalarımın asılsız olduğunu idrak etmek
Ve burada bir akşam gelmeni beklemek
Yolda kaldı bakışlarım
Kefaretini ödemediğim ne kaldı
Yedek suskunluklar eşliğinde
Kayıp hatıraların çığlığına hüsran
Anlıyorum
Aşk kenar mahalleli bir kızın ağzında
Bozguna uğramış
Haklıdır aşka inanmayanlar
Aşk küf içinde kalmış
Nedenlerini kalbime bağladığım
Açıklamaya itiraz ettiğin cümlelerimin
Anlamsızlığı bundandır
Fakat benim yaşantımda aşk
Ne kenar mahalle dilberi tadında
Ağzında sakız olmuş
Sağa sola göz kırpmakta
Ne de küf içinde durmakta
Benim yaşantımda aşk
Senin anlamayacağın kadar saf
Gecenin olacağı kadar kati
Gündüzün olacağı kadar nihai

Kafkaesque

Dün gece masumiyeti gerçeklikten silinmiş. Flu, ağır aksak rutin fizik kurallarını reddediyordu bünyem. “ İyi değilim ” diyordum sürekli, ...