13 Eylül 2013 Cuma

Delilik Hikayeleri 4 (Mevk-i Ret)

     Bütün gün daktilo sesinin dışında bir şey duymamıştım. Saatlerdir yazıyorum. Beğenmeyip baştan başladığım köşe yazımın içinde boğulup kaldım. Hava oldukça sıcak ve sırılsıklam olmuştum dört duvar arasında. Leş gibi kokuyordu vücudum. Hatırı sayılır bir şeyler yazamamıştım. Yarın gazeteye postalayacağım halde. Henüz giriş cümlesini bulamamıştım. Onca yıldır yazmamın en büyük sıkıntı aynı kelimelerin içinde boğuşup duruyor olmama neden olmaya başlamıştı. Sanırım yazılabilecek her şeyi yazmış olmalıyım. Sigaraya yeniden başlamam gerekiyor herhalde. Altmış yaşının sonuna gelmiş biri için bu durum fazlasıyla önemsiz. Zaten daha fazla ne kadar yaşayabilirim ki.
     İlaçlarımı almayı unutmuşum. Yaşlılık zor zanaat genç dostlar. Sürekli birilerinin sizinle ilgilenmesi gerekiyor. Yoksa milyonlarca insanın saygı duyduğu beş para etmez doktorların sizi iyileştirmek, daha uzun yaşamanızı sağlamak için, gereksiz bir çok hapı almayı unutuyorsunuz işte. Jane'in izinli olduğu günleri hiç sevmiyorum bu yüzden. Unutkanlık baştan aşağıya sarmışken bedeninizi. Ölümünüzü kendi ellerinizle hazırlarsınız yalnız olduğunuz sürece.
     Ah gençliğim. Ne yaman bir delikanlı idim. 57 Chevy altımda, mahalleden çıkışımı pencerede izleyen, dudaklarından salyalar akıtan kızların bir çoğu ölmüştür herhalde. BlueJean pantolon beyaz gömlek kahverengi çizmelerim ve ağzımdan düşürmediğim Camel sigarası ile etkileyici bir görüntü bıraktığım kesindi geride. Yirmili yaşların başlarında vazgeçilmezi benden daha iyi oynayan birini daha bulursanız, Tanrı sizi inandırsın içkiyi bırakacağım. Bu yüzden evlenmeyi hiç istemedim. Birden çok kadın stoğum hep olmuştu. Bütün kadınları sevdiğim gerçeği de doğrudur. Her birinin kendine ait çekiciliğinin olduğu gibi. Seks yapmak, spor yapmak gibiydi. Çoğu zaman beni sıktığı bile oluyordu. Bu yüzden hiç kilo almamıştım. Şimdi şişman değilsem de gömleğimin altında sarkan, beyaz kıllarla kaplı, geniş bir bira göbeğim olduğunu inkar etmeyeceğim sizlere. Cidden biranın izlerini taşıdığını çok uzaktan bile anlayabilirdiniz, benimle tanışma fırsatınız olsaydı eğer. Yaşlılığımda beni tek iyi gösteren organım, etrafında sarkmalar olsa da, iri mavi gözlerimdi. Sakalları beyazlamış saçları hafiften de olsa dökülmüş bir moruğun bu saatten sonra gözleri iyi olsa kaç yazar. Boktan bir hayatın içinde, boka gömülmüş, gizli gizli içki içmeye çalışan huysuz bir moruk. Her doktora gittiğimde çocuk gibi azarlanan biriyim. Yakında kendi bokumu bile temizleyemeyecek hale gelmekten korkmuyor değilim. Artık gazetede ki köşemin dahi ilgi görmediği düşüncesindeyim. 'Örümcek beyinli, soytarı' deseler yeridir. Fena olmadı ne dersiniz?
    Ölüm beni sevmese de, ben Azrail'i seviyorum kesinlikle. Ya o benim ziyaretime gelmeyi kabul edecek. Ya da ben uygunsuz bir anında yakalayacağım onu. Kesinlikle şaşırtacağım. Benimle alay etmek neymiş göstereceğim ona. Bu gece. Aslında bileklerimi kesip güzel bir şaka yapabilirim. Ama öncelikle sokağa çıkıp son kez bir fahişenin kollarında bir iki kadeh viski içmeliyim. Yerimden kalkacak gücüm olsaydı keşke. Yaşlılık ne zor, ne zor. İnsana şaka bile yaptırtmıyor. Bu yüzden, bu şakayı bir süre daha erteleyeceğim. En iyisi oturup bir kaç yıl daha boktan köşemi devam ettirmeliyim. Unutmadan ilaçlarımı da alayım. Başka sefere görüşürüz sizinle de.

Delilik Hikayeleri 3 (Kirli, Paslı ve Bozuk)

     İçimdeki pisliğin yazası var ama toplum buna hazır değil. Yazarım, çok kalp kırarım, ayıp olur, küfür içerir diye korkuyorum. S.ktiğimin hayatında parasız fahişeliğin, dolandırıcılığın ve insanların birbirlerini aldatmasının nedenini kavramaya çalışmak için boşa vakit kaybetmişim onca zaman. Karakter diye bir kelimeyi açıklayan argo sözcükleri kullanmak boşuna. Karakter kazanılmış bir olgu ve bunu düzeltmek en iyi sokak küfürlerinin bile fayda etmeyeceği bir durum. 
     En iyisi fazla takılmadan soğuk bir biranın zevkini zenci dudaklarından dökülen blues müziği eşliğinde yudumlamak olsa gerek. Uyuşturucu bağımlısı olmadığım halde marijuana kokusunu hissedebiliyordum nemli burun deliklerimin içinden sızıp beynime kadar uzanan. Bir kaç gece önce evde ki partinin dozunun fazlasıyla kaçmış olmasının nedenleriydi bunlar. Alkolün verdiği kafanın müdahalesi sonucu sarılmakta zorlanılan içi fazlasıyla doldurulmuş çarşaflardan halı diplerine dökülen marijuana tohumlarının kokusuydu bunlar. Görüntünün kirli olduğu ama hazmın doruklarının paylaşıldığı gecenin ikramı bu denli pis bir evi bırakıyordu geride. Yalnız yaşamak, başka insanların, seks, uyuşturucu ve alkol gecelerinin düzensiz bir göstergesiydi. O. çocuklarını kırmamak için onların iğrenç görüntülerini izlemek keyif vermese de. Bu marjinal diye nitelendirdikleri aşırı kaçamaklarında yer almak beni de heyecanlandırıyordu. Birde kusmuklarını kaldırım taşına çıkartır gibi evin ortasında yapmasalar. Hiç yoktan beleş biranın tadını çıkarabiliyordum bir günlüğüne de olsa onların sayesinde.
     Gündüzün değil gecenin kutsandığı saatlerde tanımadığın bir kadınla aynı yatağı paylaşabilmenin yanı sıra. Onun acemi perhizini bozarken, kuşkusuz sabah uyandıklarında, yaptıklarını hayal meyal hatırlamanın pişmanlığıyla erkenden boşaltılmış yataklarda, bir kaç saat önce birinin olduğunu ispatlayan  sadece çukurluk ve orgazm sonucu bırakılan sıvılardı. Oysa gündüz tanışsaydınız bu yüzlerle. Gecenizin kutsallığını sağlayan bu kadınlarla, eminim radyoyu açar, Mahler çalarken doldurulmuş birer kadeh kırmızı şarap eşliğinde felsefe yaparken bulurdunuz kendinizi. Aslında sizinle öyle bir gece geçirmesini sizden hoşlanması değil, sevdiği adamın onu aldattığı düşündüğü için, intikam almanın iyi geleceği yönünde, bir girişim olduğunu göreceksiniz. Ah bu şuursuz, beynini sadece iki bacağı arasında kutsal sandığı için zihniyeti yoran insanlar. Benliğinizi ne kadar da kolay basitleştire biliyorsunuz böyle. 
     Hayatın karanlık, kirli, paslı, bozuk yüzüne, değeri kalmamış yozlaşmış halde bakmaya devam ettikçe, yanımda olacaksınız ama tiksineceğim sizden, eşikteki pis beyaz zenciler.
      
*Delilik Hikayeleri ara ara devam edecektir. Tamamen hayal ürününün kült ve yer altı edebiyatı ile birleşmesiyle meydana gelmektedir. 

Kafkaesque

Dün gece masumiyeti gerçeklikten silinmiş. Flu, ağır aksak rutin fizik kurallarını reddediyordu bünyem. “ İyi değilim ” diyordum sürekli, ...