26 Şubat 2018 Pazartesi

İnsan izlediği filmlere, dinlediği müziklere, gezdiği yerlere, yediklerine birde sevdiklerine dönüşüyor... Zamanla bunu da öğrendim.

İyi pazartesiler sayın dinleyenler, İnsandan Öte burası...

Sıcakla soğuğu ayırt edemediğimiz zaman aralıklarından geçiyoruz. Yoğun bir iş temposu, kimileri için okul zamanı, kimisi uykusunda, kimisi çocuk; büyüyor ekran başında... Kışı henüz tam anlamıyla yaşamamışken baharın gelmesine şaşıran bedenlerimiz, başını çıkarttığında bugün dışarı Ankara dolaylarında "Nereye gitti o bahar havası" diye geçirmiştir içinden ya da küfür savurmuştur. Tabiata duyulan sevginin açısından durum böyledir.

Aslında her şey birazda kontrolsüzce olduğundan. Olmuştan yana mutlu, olandan hoşnut, olacak başıyla beraber. 

Öğle vakti yaklaşıyor. Birkaç seçeneğim vardı. Her şeyi bırakıp başka şehre kaçmak ya da yapılacak işlerimi listeleyip, akşam yaptığım planım; Giacomo Puccini tarafından yazılan dört perdelik, ilk perdesi 1 Şubat 1896 tarihinde, İtalya'nın Torino kentinde açılan ve devlet opera balesi tarafından günümüzde yeniden uyarlanan  "La Boheme" operasındaki koltuğuma oturmaktı. 

Yazıma bir süre ara verip bir duble kahve ve büyükçe bir sandviç hazırladım kendime.  On beş dakika sonra sonuncu seçenekte mutabık oldum, çok ağırdan yakarak sigaramı. Bir de çay demledim evden çıkana kadar geçen zaman aralığının uzunca bir vakit olduğuna güvenerek, tam tamına yarım demlik. Aslında erken çıkabilirdim evden. Biraz hava almak; soğuğa aldırış etmeden, birkaç kitap bakmak veya fakültedeki arkadaşlarla biraz vakit geçirmek için. Uzun zamandır uğramıyordum yanlarına... Kararımı henüz vermiş değilim. Plan listemde yeri yoktu ne de olsa bunların.

Neyse bir  bardak çay almaya gidiyorum, geri dönerim, bohemden uzak, mutlu kalın...

https://www.youtube.com/watch?v=nZvehG_Lgls "


Kafkaesque

Dün gece masumiyeti gerçeklikten silinmiş. Flu, ağır aksak rutin fizik kurallarını reddediyordu bünyem. “ İyi değilim ” diyordum sürekli, ...