8 Ekim 2017 Pazar

Altrimenti

https://www.youtube.com/watch?v=nxehuANbJK4

Böyle geldin, hoyratça yaralayıp gittin. Alacağını aldın, arkana bakmadan, açlığını giderdin ve gittin kadın. Tenin, kokun, masumiyetin, gücün, bedenin doğuştan sana bahşedilmiş ne varsa ya da bugünün kadar sen olmak için biriktirdiğin ne varsa sende olmayan; tüketmek, çalmak, yok etmek için neyse kıskandığın alıp ve gittin. 

Kanıyorum. Kırık kalbin tamiri yoktur. Kanar, kanar, kanar, kanar, kanar ki acıyı unutana kadar. 

Bu yüzden, ne zaman şehre bir yağmur düşse, ben ölüyorum. Şehir ıslak... Bedenimi yatır zemine, toz toprak umurumda değil yağmur yıkar, paklar beni de,  

Bende kaldırımlarında parmak uçlarının bedenimdeki seyrini seyrederim, o gün gibi. Gözlerim, gözlerim kan, gözlerim cesaret, gözlerim gözyaşı, gözlerim yağmur, gözlerim sen. 

Konuşamıyorum. 

Ben niye konuşamıyorum biliyor musun? Gittin. O günden beri dilim mühürlü. Ne zaman cesaret etsem, yanlış yere götürdü beni. Bulunduğu yerden ayrılmadan yerini, yurdunu kaybetmiş gibiyim. Sana şiirler biriktiriyorum, uyku tutmuyor gecelerde. Hep bir eksiklik yoruyor beni. Bir çaresizlik. Paylaşamıyorum. "Hiç bir şeyim yok!" diyorum soranlara, oysa göğüs kafesimde yükselen ciğerlerim hava almak da zorlanıyor.

Biz seninle bütün dünyaya ve kendimize karşı kollarımızı açtık. Bir yandan kendimizi yıktık diğer yandan inşa ettik.  İnşa ettiğimiz yanlarım taşıyamıyor benimi... Bir şey eksik. Birbirimizden çok uzakta olmak, kader değil ilk keder. Bir tokat gibi...

Oysa...

Bir daha sever miydin beni?

https://www.youtube.com/watch?v=PTsWZCydu8g



Kafkaesque

Dün gece masumiyeti gerçeklikten silinmiş. Flu, ağır aksak rutin fizik kurallarını reddediyordu bünyem. “ İyi değilim ” diyordum sürekli, ...