1 Mayıs 2019 Çarşamba

Günah

Susmak bir zarafet, sessiz bir eylem, dile getirilemeyen bir öfke. Ona içindekileri söyleyemediğin zaman akışı, yelkovanın öyle kıvrak hareketleri, akrebi altmış adımda kaç kere zorlayabilir ki. Güvenip bırakamazsın, kendini. Kimsesiz bıraktığın bir çocuğun günahına ortak oldun unutma! O da sana güvendi bıraktı kendini, hatırla!

Güven; erimiş mumun sıcaklık altında akan yoğunluğu, geri nasıl getirebilirsin eski şeklini durdukça. Ters yollara sapma! Sen onu bulamayacak kadar kısılmışsın hayatına. Gündüz yaşa, gece öl yalnızlığını tattığın o anlarda, özgür olmadığını unutma. İçinde yendiğin, yenildiğin binlerce savaş hikâyesi ve bekleyeceksin gece bitene dek. Yalnızlığının tohumlarının filizlenmesi için doğacak gün ışığı, bahar esintisi. Gölgen ne kadar narin ve kırılgan görünecek.

Sonra daha sonra huzurun zevkli lüksüne kapılacaksın... Evet, bu bir günahtı, bu bir ayıptı; ama dünün, doğruların geride kaldığı zamanın günahı olduğunu anlayacaksın. Mum erimiş, gölgen büyümüş, sen yemyeşil bir çınar ağacı gibi rengarenk kuşları beslerken dallarında, bir orman olacak dünya, bir balta izi gözdenin en altında yeşilini beyaza döndürecek ve şiir olacaksın, mürekkep ıslatıp gövdeni mavi işlenecek, bir günahı temize çekmek için bir çocuğun ellerinde. 

Kafkaesque

Dün gece masumiyeti gerçeklikten silinmiş. Flu, ağır aksak rutin fizik kurallarını reddediyordu bünyem. “ İyi değilim ” diyordum sürekli, ...