14 Haziran 2015 Pazar

Biraz Konuşmasak 3

“Her şey buraya kadarmış” dedi, siyah kareli gri ceketinden çıkardığı içki matarasından bir yudum daha alırken, “yinede ben buradayım, dizlerime kadar bataklığa batmış bir şekilde…” diye devam etti.

“İşte geliyor” diye düşündüm. Bir başka bencil, geçmişte her şeyine kadar mükemmel olduğuyla ilgili viskiyle ıslanmış eleştirileri olan adam.

“Ve biz diğer tüm zavallı ruhların nasıl geç doğduklarını ya da alt sınıf rock barların bir köşesinde esrar çekmeleri, biz hepimiz uğruna yaşanabilecek her şeyimizi kaybettik” dedi. Ve işin en kötüsü, onunla aynı fikirdeydim.

“İşte geldik” diye düşündüm…

“Dünyanın başka bir yerindeyiz. Batı kültürünün biraz daha yoğunlaştığı sınırlardan birinde ve hepimiz herhangi bir şey hissedebilmek için umutsuz bir haldeyiz. Günün sonunda biri yaşadığım şeyleri bok etmeye aday, birbirimizi kolayca elde edebileceğimiz herhangi bir şeyleri…”dedi.

“Biliyorum güzellikler sonsuza kadar sürmez, ne yaparsak yapalım boka sarar” dedim.

“Bir şeyin kasvetli olması, o şeyin gerçek olmamasını sağlamaz” dedi.
Yerinden yavaşça doğruldu, yan cebinden tütünü çıkardı, kabini araladı, usulca kirli elleriyle yuvarladığı çarşafı dudağına götürdü ve yaladı. “Ateşin var mı?” dedi. Sigarayı çoktan bırakmış olduğumun farkında bile değildi. Oysa uzun bir süredir tanışıyorduk ve birbirimizi çok iyi tanıdığımız kesindi. Cevap vermedim, başını çevirdi koridora çıktı, kabinin kapısını kapatmadan…

Tren yeniden hareket etmeye başlamıştı.  

Biraz Konuşmasak 2

Yüzümdeki hüznü saklayamıyorum... 

Bazen Tanrı’nın beni öldürdüğünü ve tekrar yazmam için dünyaya yeniden gönderdiğini düşünüyorum.

Dünyayı çekilmez bir yere soktuğumun farkındayım. Katılımcı değilim, umurumda da olduğunu sanmıyorum. Biraz cansızım öyle değil mi? Sizler harika görünüyorsunuz, bilirsiniz işte, yarı müstehcen. Bütün olanların ne anlama geldiğini sanan ucubelersiniz. İlk fırsatta “güven” diye nitelendirdiğiniz duygularınızı karşı konulmaz bir arzuya teslim edecek kadar mükemmelsiniz…

Benim sorunum değil. İyi veya kötü nedenlerle ilgilenmem. Kendime ait dünyamda en berbat hikâyelerimi kaleme alıyorum ve biliyorum ki kendimi daha yıllar boyunca bir kitapevinde adıma basılmış kitaplarla dolu bir rafta bulamayacağım. Gerçekten güzel hikâyelerin olduğunu bildiğimden o raflarda, güzel bir hikâyeyi ayırt edebileceğim kadar, güzel bir hikâye yazmanın formülünü henüz ispatlamış değilim. Neyse siz buna takılmayın...

Farklı dönemler ve bambaşka iktidarların devrinde işini yapmaya devam eden meçhul veya meşhur, bireysel ya da toplu yazıların olduğu yazıları okumaya devam edebilirsiniz.

En azından size karşı olan düşüncelerim biraz daha ılımlı olacaktır.  

Eğer kızgın değilseniz bir sigaranı alabilirim şimdi. Ben yazmak istediklerimin en azından bir kısmını yazabildim ve canım boş sigara paketimi gördükçe ve dışarı çıkıp almaya üşendikçe, deli gibi sigara istemeye devam edecek…

Sanırım benden hoşlanmadınız…


İyi günler.

Kafkaesque

Dün gece masumiyeti gerçeklikten silinmiş. Flu, ağır aksak rutin fizik kurallarını reddediyordu bünyem. “ İyi değilim ” diyordum sürekli, ...