23 Mart 2014 Pazar

İnceden bir çay demliyorum dumanı üstünde tüten. Elim, sigara kağıdını titrek sarıyor bu aralar. 
Adresim belli, kapımı çalan yok. Dört duvar arasında şiirler okuyorum kendime, Müzeyyen Senar çalıyor radyoda alabildiğine... 
Tabakları bile kaldırmadığım masamda dünden kalan, efkarı üstünde duran rakım. Gelme, ben zaten yalnızlığa çok alıştım.

1 Mart 2014 Cumartesi

Aldatmak

     Seni unutmayı başaramayacağımı sanıyordum. Sende öyle olduğunu, seni unutamayacağımı sanıyordun değil mi? Kolay oldu biliyor musun? Unutmak seni, sandığımdan kolay oldu. Ara sıra rüyalarıma ve aklıma geldiğin anları bir kenara bırakacak olursak, hemen hemen aklıma gelmiyorsun diyebilirim. Zamanla onlardan da eser kalmayacak. Hatta kalmadı. Öyle bir şey oldu ki...
     Zaman, işte o zaman, olduğundan erken geldi. Hiç ummadığım bir anda, yalnızlığımı, soğuk kampüs duvarlarına dayamış dikilirken okul koridorunda, o konuşmayı zorlanarak olsa da benimle paylaşınca sevgili dosttum, gülümsedim ve seni kaderinle, kederin de uzak bir yere bıraktım içimde. Korkma unutmam yaşadıklarımızı. Sildiğim anlamana gelmez benim. Öyle saf, öyle akılsızım ki ben yine saklarım bir yerde seni. Lakin eskisi gibi değil, anlatılanlardan sonra...
     Henüz, çocukken gazoz kapaklarıyla oynadığım oyunu bile unutamamışken. Ankara'ya bıraktığın kış gelmemişken, üşümemişken Kızılay'da seni beklediğim otobüs duraklarında. Çocukluğumdan gençliğime kadar geçen zamanda aldığım en kötü haberdi bu. Bildiğim, ilk kez bir kadın tarafından kelimelerle aldatıldığımdı. Korkunç. Yakıştıramadım, bu yüzden kötü bir söz bile söyleyemedim arkandan...
     'Aldatmak' iki kişi arasına giren bir engeldi, yalanlardan oluşmuş. Oysa yalan söylemeyi sevmezdin sen. 'Aldatmak' İmge Kitapevi'ndeki rafta duran Ahmet Altan'ın kitabının ismiydi. 'Aldatmak' belki de hiç yaşamamış insanların yazdığı ve oynadığı bir kaç kısa festival filmlerinin ismiydi. 'Aldatmak' şimdi yaşadığım bir eylemdi. Hemde hiç farkında olmadan, yapmayı gerçekten hiç beceremeyeceğim ve bana yapılacağını hiç düşünmeyeceğim, mutlu olduğumu hissettiğim zaman diliminde yaşadığım üzücü bir eylemdi. Oysa inanmayı, gerçekten sevmeyi sen benden önce istemiştin. 'Aldatmak' bana bıraktığın son kelimeydi.
     Farkında bile olmadan, yalan bir sevgiye yüz tutmuş bir başlangıçtı yaşadığım, yaşadıklarımın gerisinden bihaber. Roller değişmiş görmeden, replikler başka insanlarla paylaşılmış. Elimde mısır patlağı ve soğuk çayımı yudumlarken izlediğim aşk filminin kamera arkası görüntüleri yayınladığı zamana kadar, güzeldi perdeye vuran resim.
     Işıklar yandı bitti film. Boşalma zamanı gelmişti koltukları, yeni filmlerin gösterim zamanı şimdi.
     'Commit Adultery'
     Yazan ve Yöneten : Kadın
     Senaryo : Oyuncular
     Oyuncular : Adamlar ve Kadın
     Müzik : Famous Blue Raincoat

                                                                The End

Kafkaesque

Dün gece masumiyeti gerçeklikten silinmiş. Flu, ağır aksak rutin fizik kurallarını reddediyordu bünyem. “ İyi değilim ” diyordum sürekli, ...