7 Ağustos 2013 Çarşamba
Kan damlası ve mavi bir gökyüzü. Kırlangıç mevsiminin baharı, göğsümde acıyan bir yara, dün akşam ki avdan kalan. Karanlık dünyanın efendilerini hissediyorum, geçmişte yaşayan canlıların ayak izlerini bıraktığı toprakta. Üşüyorum gece serin burada. Orman yeterince karanlık ve tek ışık etrafı aydınlatan, ateş böceklerinin yaydığı gürültünün arasında ki bıraktığı parlaklık.
Zaman
yalnız bıraktıkça bedenimi farkında oluyorum üzerimdeki eksikliklerin.
Günlerdir evimden dışarı atmıyorum adımlarımı. Arada bir elim telefonuma
uzanıyor, ne arayanım var ne soranım. Bir mesaj bile gönderim yok! Kimse
yokluğumun farkında değil. Sadece ben varım yalnız. Düşünüyorum anlam
veremiyorum. Nedenlerini arıyorum, gelmiyor muyum hiç kimsenin bir an olsun
aklına. Nasılsın? diye bir soru sormaları değil istediğim, hiç yoktan kendileriyle
ilgili bir yardım arayan biride mi yalnızlığımın içinde yer alamaz. Bu kadar
zor mu bir insanı hatırlamak, yoksa sadece bana ait mi bu düşünceler, bu kader.
Yalnızlıkla başım belada gibi görünüyor yazdıklarımla bedenim. Aslında öyle
düşünmüyorum insan her zaman kendisi için yaşar ve kendi yalnızlığını yaratır biliyorum.
Ben de elime telefonumu alıp bir şekilde birileriyle yalnızlığımın sebep olduğu
anı değiştire bilirim, yine de bekliyorum. Benden arda kalan bir şeylerle
yalnızlığımın benim dışımda bozulup, hayatımdan çıkmasını. Yazdıkça bu yaşantı
mı yeni sorularla birikiyor kalemim. Belki de bu duyguyu arayan insanlar vardır
diye düşünmeden kendimle gurur duyuyorum. Hiç yoktan yalnızlığın ne olduğunu,
nasıl yaşandığını, nelere yol açtığı, nasıl giderileceği hakkında bir çok cevap
buluyorum. Dediğim gibi bu duyguyu bilmeyenlerden biri değilim. Peki sıra şu
soruya gelmedi mi? Yalnız kalmayı ben mi istiyorum yoksa zorunda mıyım? Ben
kimim neyim neden birileriyle hayatımı ödüllendireyim. Neden onlarla zamanı
çöpe atılmış gibi geçireyim. Yalnız ve kendimce kendimi mutlu eden duygularla
yaşamak varken, neden birilerini davet edeyim düzenimin bozulması için. Fark
etimde ne istediğim belli değil şöyle bir dönüp yazdıklarımı tekrar tekrar
okuyunca içimde ki çıkmazı anladım.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Kafkaesque
Dün gece masumiyeti gerçeklikten silinmiş. Flu, ağır aksak rutin fizik kurallarını reddediyordu bünyem. “ İyi değilim ” diyordum sürekli, ...
-
Bugün kendimi öldürdüğüm gün, yeniden doğmak için bazen gereklidir bu. Bu ölüm beni cennete mi götürür, cehenneme mi bilemem. Ama daha önce...
-
Belki tavırların beni en ağır küfürlerden daha çok üzer. Yinede; Artık ağlamıyorum, İçimi görsen bi tuhaf olursun. Yitirmek bombok bir ş...