26 Haziran 2018 Salı

Şimdi Uçmak Ne Zordur

İyi akşamlar sayın dinleyen, İnsandan Öte burası....


Belki bir süredir yazdıklarımın farkında değilsin. Okumuyorsun belkide. Zamanın sana bıraktığı ağır bir yolculuk içinde, yorulduğun her dakikanın ne kadar berbat geçtiğinin farkındayım. Sana kelimeler kuramam fakat, ne demek istediğini, neler yaşadığını, ne kadar uzak olursan ol hissederim. Üzgünüm, gerçekten çok üzgünüm, yaşadığın onca şeyin bir tanesini bile kaldıramam ben, eminim. Hayatın sana getirdiği ne varsa... Nasıl kelimelerim de boğulup anlatamıyorsam. Aslında...

Aslında her şey değişir, ışıktan ve karanlıktan bağımsız olarak. Senden, benden insanlardan bağımsız olarak. Rollerimiz bunlara asla engel olamaz. Hüzün, sevinç bir arada ansızın gelip giden bir eylemdir. Ama bu dünyanın üzerinde ışıktan ve karanlıktan bağımsız bir şey varsa...

O da ölümdür. Ölüm var. Ölüm her yerde var. Ölüm karanlık, ölüm acı, ölüm üzücü...

Ölüm nefesin göğüs kafesini zorladığı andan itibaren, ilk oksijenin ciğerlerini yakıp, seni ağlattığı ilk andan itibaren var. Ölüm, hiç istemediğin bir an çok sevdiğin bir insanın yüzünde. Orada kendine ait ne varsa gördüğün... O an kalabalık, gözyaşı var. Yutkunursun, o an konuşmak istediğin çok sözcük var, susarsın.

Ölüm kenar sever, köşe bucak arar. Ölüm kenar keser. Çünkü ölüm kenarda bir şeydir, bir şeyin kenarında bulunur ve bekler. Bence hayatta ki en büyük sancıda beklemektir. Dolayısıyla ölümün ardındaki sancı çok büyüktür. 

O esnada kim doğru yerde, kim yanlış yerde, bilemezsin. Yutkunursun daha da zorlanarak ve daha ciddi ne olabilir diye düşünürsün. İşte özlemek sonrasında en ağır yükü bindirir omuzlarına, ellerini tutmak, bakmak istersin, hissedersin yanında gibi. Uzanılmaz, tutamazsın ellerini, tutulmaz...

Sonra en ağır yerinde büyürsün yaşamın. Daha güçlüsün unutma, hiç bir şeyi ve kendini asla bırakma, bir nefes öncesinden, bir nefes sonrasına sen varsın ve seni hiç biri böyle hüzün içinde görmek istemez. Unutma...

Kafkaesque

Dün gece masumiyeti gerçeklikten silinmiş. Flu, ağır aksak rutin fizik kurallarını reddediyordu bünyem. “ İyi değilim ” diyordum sürekli, ...