8 Mart 2019 Cuma

Sevgi Üzerine

Hani çok sevdiğiniz biri vardır yaşamınızda, bir an olsun vazgeçmekten korktuğunuz. Aklınızdan, kalbinizden söküp atamadığınız o insan işte... Bazen aşırı derecede yüksek olan sevgi hissiniz, geceniz gündüzünüz o insana odaklanır ya hani, hayatınızı ona göre yaşarsınız... Ne yer, ne yapar, ne düşünür, ne hisseder; üzgün mü ,mutlu mu?Nerede şu an? O ne isterse ona gidersiniz... Onunla başlarsınız önce. Hatta bir bakmışsınız yediğiniz, içtiğiniz, zevkleriniz bile onunkilerle aynı oluvermiş... Siz hiç farkında olmadan. Oysa ki farklıydınız siz... Başka bir insan. Kendinize ait bir dünyanız, orada başka bir hayatınız, başka anılar biriktirdiğiniz zamanlar, gitmekten keyif aldığınız yerler, hayalleriniz, yapmak istedikleriniz vardı... Ne oldu da vazgeçtiniz bunlardan? Bu aşırı sevgi mi unutturdu size bütün bunları... Peki o en çok sevdiğinize ne oldu? Onun yaşamında neler değişti... Beklentileriniz? Onun beklentileri? Sizin ondan bekledikleriniz? Onun sizden bekledikleri? Bütün bunlara ne oldu? Annemin bir lafı vardı... Şimdi anımsamakta zorlansam da tam olarak cümleleri toparladığım kadarıyla şöyle diyordu; "Ne kadar değer görüyorsan, sen de çok üstüne çıkma, dengeyi bozma" O zaman gülerdim bu söze, yapma anne, öyle şey olur mu? İnsan seviyorsa, güldürme beni, çok klişe sözler bunlar derdim... Şimdi çok daha iyi anlıyorum neden böyle söylediğini... Basit görünen ancak ilişki durumunu çok iyi özetleyen bir sözdü... Peki dengeyi nasıl ayarlayacağız?Az önce yazdığım değişimlere bakarak bence... Bu soruları cevapladığımız da tablo ortaya çıkıyor, renkeri daha belirgin bir tualin üstündeki...
Kendini hırpalamakla, sevmek aynı şey oluveriyor biz fark etmeden... Öyle yükseltiyoruz ki beklentimizi ,sonunda mutsuz oluyoruz... Halbuki tut dengede şu ilişkiyi, kaç duygunun aşırısından, çek beklentileri  aşağıya, çık şu masal dünyasından azıcık... Bak gör bakalım nasıl değişiyor ilişki..."azı karar, çoğu zarar" demiş ya eskilerden birisi. Haklı ki, ne haklı. Yola çıktığımızda bu işin doğrusu "kararında sevgi"ler oluyor bence... Kararında sevmek. 
Sevmek... Sevgi...
Sevgi yeryüzünün en güzel, en naif duygusu... Yıpratmamalı, beslemeli insanı, doyurmalı... Güldürmeleri, elbette yeri geldiğinde ağlatmalı da, sevdikçe keyif almalı, daha sevesi gelmeli insanın... Daha net, daha sade, daha yalın olmalı... İç dünyanı, dengeni, öz saygını koruyarak büyümeli... Gün batımında kumsalda koşmak gibi olmalı sevgi... Yağmurda yürümek gibi, hiç kartopu oynamamış bir çocuğun soğuktan elleri donduğu halde, sevinçle bir kartopu daha yapıp fırlatması gibi olmalı sevgi... Ruhun özgür, zihnin dingin olduğu, kalbinde yarattığı çiçek tomurcuklarının  esen rüzgarla yüzüne vurması gibi olmalı sevgi...

Kafkaesque

Dün gece masumiyeti gerçeklikten silinmiş. Flu, ağır aksak rutin fizik kurallarını reddediyordu bünyem. “ İyi değilim ” diyordum sürekli, ...