4 Aralık 2017 Pazartesi

Şehir Günlükleri 11 (Aralık)


Aklım başımdam çıktı, kalbimi susturamıyorum artık!

Bir kelimemi işitiyor değilsin... Bir satırımın altını çizip, sakladın mı geçen zamanda. Kendi kendine çizmez kalemler sen çizmedikten sonra... 

Mutlak bir yalnızlık! Kabullenmedim asla... 

Selam Aralık, selam geçmişe açılan ay, selam kış, elveda bahara, yaza bir de sana...

Aralık... Ne açıldı ne kapandı, aralık kaldı, gide gide ayrı kaldı. Ayrı kaldım, ayrı kaldın, ayrı kaldık. İki insan varsa, gökdelenlerin fiyakalı camlarında yansıyan iki yüz, dev mağazaların, kalabalık yolların, sıcak kahveci masalarının, makyaj makyaj, topuk topuk geçen kadınların içinde iki insan varsa, sen yoksun. Oysa iki insan varsa, atmosferin bir katmanında bağlanıyorsa verdikleri hava... İki insan, iki insan varlar hala... Birbirinden ayrı iki insan. 

Mutlak bir yalnızlığı kabulleniyorum işte! Büyüdükçe masalları yıkarak...

O halde yalnızlığımı sırtımı vurmuşken bir çanta gibi çıkıyorum yollara. Yollar ıslaktılar. Yollar soğuk. Çıkıyorum, ışıklar açılmadan, başka çarem yok, hüzün gitmiyor birden. Umut sol omzumdan gitmiyor, yaralı. Acıyor... Umudum karalı, bir ben varsam, bir de sen vardın dün, ya bugün. Bir ben, bir sen kaldık bugün... Olmazlara kandık bugün.

Görüyor musun Aralık'ın bana ettiğini. Duymasan da görüyor musun, bir ara toplamında ömrün, geçen zamanın, ne güzel olduğunu, üzücü olduğunu... Tek tek yapraklar düşüyor yere, hüzün. Yakında kar var. Kar vuracak yüzümüze. Acı. Vitrinler kırmızı beyaz, caddelerde piyango biletlerinin verdiği yılbaşı telaşı... Koştur koştur geçiyor insanlar, hediye paketleri, kurdeleler. Geri sarıyor insanlar. Geri sarıyor, geri... Ya biz!

" https://www.youtube.com/watch?v=fk1zb-UEVcU&list=RDfk1zb-UEVcU&t=22 "

Kafkaesque

Dün gece masumiyeti gerçeklikten silinmiş. Flu, ağır aksak rutin fizik kurallarını reddediyordu bünyem. “ İyi değilim ” diyordum sürekli, ...