24 Kasım 2013 Pazar

Unutmak

     Unutmanın acısı, ayrılığın acısından farklı. Ayrılık; umuda yakın, unutmak iç sıkıcı; sıkıntılı. Yani birini bir şeyleri unutmaya mahkum olduğunu bilmenin verdiği gönül darlığından bahsediyorum. Birini yavaş yavaş unuttuğunun bilincine vardığın anlardan. Yaşanılan geçmişinin alakasız hayallerle karışmasından bahsediyorum. Belki de neden bahsettiği bilmiyorum ve sadece üzüldüğümü hissediyorum. Üzüldüğümü. Sanki dibi olmayan bir kuyuya indiriliyormuşum gibi her an daha derine, biraz daha karanlığa gömülüyorum. Batıyorum. Eski fakat epey kazanç sağlattırmış bir balıkçı teknesi gibi...

     Bazen sinirden mi gözlerim doluyor, sevgiden mi, özlemden mi, bilemiyorum. Alışkanlıklar işte deyip geçiyorum. Büyümenin bedelini epeydir uzattığım saçlarımda, ağaran sakallarımda, kırışan ellerimde ve yorulan bacaklarımda değil, hüznün bıraktığı hisle öğreniyorum. 'Sonuçta sevilen her kadın güzel bir şarkıdır, bütün sözlerini hatırlayamazsın belki ama melodisi aklında kalır.'

     Öyle ya... Bir gün öleceğim ve hayat devam edecek. Çünkü ben ilk bakışta aşka inanırım. Delice geliyor evet. Tanımadığın birinin gözlerinde o hissi görebilmek ya da hiç konuşmadan ona karşı sevgiyi hissedebilmek. Delice evet, evet... Delice. Akıllı olduğumu söyleyen olmadı zaten. Akıllı biri olsam sevmezdim, aklı yoranı. Aşk böyle bir şey akılsız yapıyor insanı... Fakat müthiş derece üzgün olduğum halde, duygularımı saklamayı iyi beceren centilmen bir insanım. Centilmen; birinin zihninde en iyi haliyle yer edinmek için tutkuları olan adam. O benim. Size de inandırıcı gelmediğini biliyorum. Bana da pek gelmiyor ama öyleyim... Öyle hissediyorum diyelim.

     Neyse... Karşılığında büyük hakaretlere de uğrasam. Karşımdakinin bir kalbi var belli ki, hakaret edebiliyor kemale erdiğinde. Susarım centilmenliğimden. İnandığım bir takım değerler olmasaydı giderdim çoktan, duyduklarıma aldırmadan. Dinlemeden. Ama dibindeyken, bütün dünya bana sırtını dönmüşken, beni hala ayakta tutan şeyler var çok şükür. Ne mi? Sevginin bıraktığı hüznün sahibini görmek gibi...

Kafkaesque

Dün gece masumiyeti gerçeklikten silinmiş. Flu, ağır aksak rutin fizik kurallarını reddediyordu bünyem. “ İyi değilim ” diyordum sürekli, ...