11 Nisan 2018 Çarşamba

O Kadar Güzel Bakıyor Ki

Her şey birazda zamansızdı aslında. Asıl olan zamanı nasıl yaşayabildiğimizdi. Susma hakkını tek bir kişiye veriyorum burada. Konuşma hakkı ise bana ait. Geri kalan her şey yani insana dair olan her şey, önemsiz... İyi akşamlar sayın dinleyenler, İnsandan Öte burası!

Hiç bir şey yok. Yalnızca, neredeyse gökyüzünden bağımsız, toprağa değecek kadar yakın duran sapsarı bir dolunay. Daha parlak ve daha beyaz hızla yükselirken... Yükseldikçe derin bir lacivertin içine gizlenmiş bir kaç bulut parçası sonra. Olan biten tek şey bu. Birde ılık bir bahar akşamı hafiften dökülen su damlaları, yağmur olmaya aday. Bir de kadın. Gözleri çok güzel... Bakışları yağmurun arkasından b/akar gibi kesik kesik, kısık kısık, ince ince... 

Aslında sonrası biraz karışık, oldukça uzak bir iklimin görülmeyen zaman aralığında, iki sağanak arası bir çizgi gibi durmakta... 

Toprak renkli kupamdan, bir yudum daha kahve aldım. Kaldığım yerden çalışmama dönemeden önce aklıma gelen bir kaç cümlenin yüklemini koparıp devrik yazıyorum yine. Ankara sokaklarında halen nefes alan, gülümseyen bir adam olarak, gözlerimdeki yeşil inikâsa dikkat edilecek olursa "kalıcı olan tek şey kadınmış gibi"  bir ifade olduğu söylenir aslında...

Aslında, üzerinde hafifçe zeytinyağ gezdirilmiş, bir kaç sarımsak parçası ve defne yaprağının eşliğinde ızgarada pişirilmiş bir levrek yanına beyaz şarap veya kiretmitte iyi pişirilmiş bir alabalık, soğuk birer bira ve kadının sesini beklemekte kulağa hoş geliyor...


Gerçekten hoş olmaz mı?
K(a)dına
Geç kalınmış bahar yağmurlarından sonra

" https://www.youtube.com/watch?v=swWLH2nfEdI "

Ayaklarım çıplak diyor, belki demiyor. "Bir kadın var" diyor, gittiği yerlerde yeni alışkanlıklar edinmiş. "Bir kadın" ayaklarım çırılçıplak yürüyordum, yağmur vardı, sonra yoktu. Yağmur yoktu, rüzgar vardı. Rüzgar yoktu, suskun, sonra "Hem yağmur vardı, hemde rüzgar" Bir kaldırdım başımı güneş yoktu sanki. Ama oradaydı... Güneş vardı orada aslında, yağmurdan hemen öncesi güneş ve bazen de önünde yağmurun .....................

..................... Hayat bazen iyi bir çay yaprağının suya demini bırakması kadar ağır. Gerçekten ağır, ritimsiz, gerçekten ritimsiz... Ve bazen hiç olmadığın bir şehre sığınmak zorunda bırakacak kadar acımasız... Catania'nın sıcaklığı ve devasa Acciuga sürülerinin varlığı kadar şüpheli.

Daha başka binlerce şey söylenebilir...

Hepsi bu,

umarım yeterli olmuştur. 

sogno ma forse no
K(a)dına

" https://www.youtube.com/watch?v=XaSVkb_XLt4 "

Kafkaesque

Dün gece masumiyeti gerçeklikten silinmiş. Flu, ağır aksak rutin fizik kurallarını reddediyordu bünyem. “ İyi değilim ” diyordum sürekli, ...