7 Aralık 2017 Perşembe

Şehir Günlükleri 12

Sabah dinginliği, bir yudum kahve, kar beklentisi. Biraz soğuk, bir sigara çekilmiş kutusundan
yakılmaya hazır, kahvenin yanına. Bir şey daha...

Günaydın, saat farkından dolayı henüz ışıkları yeryüzüne saçılmamış güneş.

Günaydın, geceyi şehrin en sakin yerinde bitiren insanlar.

Günaydın, bütün anılar.

Günaydın, yolu gözlenen şey...

Günaydın.

Şeyler, her zaman etrafımızda. Sağda, solda, önümüzde ya da arkamızda. 

Bir şeyi ne kadar istediysem o kadar yoktu. Bende şeyleri suçlamayı bıraktım. Fakat içeride, size gösteremediğim ve hatta isteseniz de gösteremeyeceğim rengarenk bir şey(sevgi) var.

Bir radyo frekansı yakaladım. Frekansı şey, işte bir şey... Çocukluk sesimi hatırlatan zamandan kalma şarkılar eşliğinde birbirimizi anlayabilmek için yazıyorum. Yorulmuş, hakkını almış yıllarım. Zihnimde tam olarak bir şey var, şeyle meşgul, şeye tutkulu... Tek başıma yaşamaya alıştıklarımı o şeyin yanına koymayı özledim. Beni onca şeyin dışına iten, şeylerden koparıp, şey eden bir şey. Anlatamam. Bu şekilde olmaz... Bu şekilde yaşamak fakat bir şey duymadan hiç bir şeyin anlamı kalmıyor.  Boş bir sayfanın yüzüne bakarak olmaz. Ağır bir ritimle, sakin sakin. Sesimi düzeltip, nefesimi ayarlayıp, yüzümde gülümseme, yüzümde yüzü bağırmak isterim. Haykırmak o şeyi! Oturup cümle kurmaktan daha lezzetli bir şey. Öyle bir meçhul zamandı, şey yalnız kaldı. Sayı arttıkça tek bir şey kaldı. 

"Olmaz öyle şey" demeyin. Olmaz dediğiniz ne şeyler oldu bir düşünün!


" https://www.youtube.com/watch?v=sVUYboCn9KY "

Kafkaesque

Dün gece masumiyeti gerçeklikten silinmiş. Flu, ağır aksak rutin fizik kurallarını reddediyordu bünyem. “ İyi değilim ” diyordum sürekli, ...