3 Ekim 2017 Salı

İki Kelimeden Bir Şiir

Lafı dolandırmanın anlamı yok. Lüzumsuz bir heyecana mahal vermeden söyleyeyim. "Ben artık istemiyorum" dedi. Güzel başlayan her şey gibi zamanla sarpa sarmaya başlamıştı. Bir umut daha zorlamak istesem de... Hah işte! Tam orada çoktan gardını almış, bırakmıştı. Neresinde kaldığımı unutmayayım diye de tekrar tekrar üstünden geçmişti. Köşesi kıvrılmış bir kitap gibi. Her açtığımda aynı yerdeydi. Yani "artık istemiyorum" kelimesinin altı bilmem kaç kez çizilmişti. 

Altı çizili iki kelimelik gerçeği aldım şiir edindim kendime;

Yeni ölmüşlerin mezarlarını kim kazar
Gözlerini kim kapatır o zaman
Taşlarına kim zifiri yazılar yazar
Ölüm ve doğum tarihlerini kim parantez içine alır
Hangi eller bu işi umursamadan yapar birine
Titremeden eller, eller ki sözcüklerden daha sıcak gelirler
Başımda deli düşünceler, ölümle ilgili, ölüm neydi
Belki çoktan delirdim ya da ölen benim, ölen ben miyim?
Düşüncemse ölen, düşünce, düşünce katilim kim benim?
Hislerimse ölen, öldüren hangi iki kelime
Sıra gelecek titreyen bir elin kapayacağı gözlerime
Yağmur dökülürken, kapalı pencere, izlerken gözlerim
Yağmuru, renkli bir şemsiye olacak mı? Söyle


Herkesin sonunda hikayesi aynı, her gün yirmi dört saat için.


Kafkaesque

Dün gece masumiyeti gerçeklikten silinmiş. Flu, ağır aksak rutin fizik kurallarını reddediyordu bünyem. “ İyi değilim ” diyordum sürekli, ...