Seni
sevmekle başladı her şey
Gözleri kapa, kalbini yoklama boşa
Uzaklarda,
adını tüm paragraf başlarında anarken
Bir gün
hatırlamayacaksın seni sevdiğimi ne de olsa
İçtiğim
şaraplar, ağır arabesk ezgiler ve tonlarca döktüğüm gözyaşı
Arkanda bıraktığın raf ömrü geçmemiş sevdanın, geri kalan hayatı
Tabiata
aykırı güzelliğini yok edemem, kan kırmızı şarap şişesini bitirirken
Adımı doğru
anmayacaksın belki, giderken giyindiğin rolden belli
Tanımadığım
insanlar ne yaşadığımı bilmeden sarılıp boynuma verdiğinde teselli
Ah
biliyorum! Ben şimdi serseriyi oynuyorum gözünde
Yırtılmış ruhum hüzünle salyalar içinde karışırken
Karanlık bir sokakta oflayarak kurarken kiralık kelimelerini
Aslında üzmek istememiştin beni,
Çünkü sen
tertemiz bir kadındın, denize yakın, berrak, duru
Yahut bu kendimi avutma şeklim, hiç canımı yakmayı beceremedim
Yinede
kanamalı cümlelerin durduracak firari halimi
Noktalama
cümleleri kadar utanç yüklüyüm
Bilinmezlikle
asılı dururken ruhum, susuyorum
Seni en çok yakıştırdığım yere, masumiyete bürünmüş ruhuma çekiyorum
Dudaklarımda kalan son acı düş, son limanın olmak
Bir parça
kutsal yalnızlığımı, fırtınadan kaçtığında paylaşmak istiyorum
Umuda
sığındıkça insanlığımdan uzaklaşıyorum,
Huzur, sanki saklambaç oynuyor yeniden, korkuyorum
Yarım
yaşandı her şey diyemiyorum, biliyorum
O kadar
yarım yaşandı ki bitti bile diyemiyorum,
Hiç
başlamadı ki bitsin diyebiliyorum
İtirazım var! Tanrım, yokluğunu kabullenmiyorum