17 Eylül 2018 Pazartesi

Perşembe

İkince kez ayrıldık; uzun zaman sonra bunu dile getirebilsemde
Dediğin gibi bir gün yeniden karşılaşır mıyız sayın dinleyen?
Hoş kal
İnsandan öte burası!

Her şey tersi gibi görünüyordu. Yeşil bile, seni kaybetmiştim; hemde üstüne yeni bir yaşam dilerken, hoş geldin Eylül, epey zaman oldu. Zamanla epey kaybolmuştum. Zaman, zaman acının kendisi. İçimde ki kaosun tam ordasında, patlamak üzereyim. Soluğu sana yazmakta, yine sana anlatmakta buldum. 

O gece yazdıklarını tekrar, tekrar okudum. Tekrar tekrar okuyorum... İçimde büyüyen, ne olduğunu bilmediğim bir karamsarlık her tarafımı sarıyor; sonuna geldiğimde... Başı ve sonu birbirinden ayrık cümleler. Kaba ama insana ait kuşkusuz. Her şeyin sadece kendisiyle var olduğu ve yok olduğunu dile getiren. 

Sonrası... Sarhoşlukla karışık, mutant doğma sancıları. Tek anımsadığım yorgun olduğum, uyuyakaldığım ve günlerden Pazar gece iki buçuk civarları olduğu... 

Sonrası; yağmurlu bir Perşembe geride kalan, Kedi Seven sokağında bir kadını boğmaya yeltenmem (olmadı), üstüne bir şeyler daha yazdım ve artık Perşembe delisine çıkmıştı adım. Perşembe senin gitme adın...

Uzamayacak hikayeler eşliğinde, uzamaması gereken bir kaç kelimeyle...

Yıllar geçti, sanırım yaşlandık biraz. Her şey değişti mi? Yoksa her şey aynı mı? Bilmiyorum. İçimdeki sanıya takılıp kaldığım her an "bazen" diyorum. Bazen, insan sadece en derin acısının yansıması olan birini sevebilir.

Olsun, her zaman Rock'n Roll iyidir!

Kayıtsız bir ilgi ile hayatı yaşayan gözlerle, kaybetmenin O' tuhaf şaşkınlığı, kaybetmenin ikinci bilinci ile kuşanan, O' buruk ve ışıltısız fragmanlar olarak, gözlerimde yaşlı bir ruhun kayıklığıyla her şeyi kaosa iten hikayeleri, sadece anımsamaya bırakıyorum.

Bir iç ses, terbiye edilmemiş, sessiz bir düşünce eylemi olarak, an'ın anımsattıklarına sığınarak!

K(a)dına
İyi bak kendine

Kafkaesque

Dün gece masumiyeti gerçeklikten silinmiş. Flu, ağır aksak rutin fizik kurallarını reddediyordu bünyem. “ İyi değilim ” diyordum sürekli, ...