5 Şubat 2019 Salı

Her Yolculuğun Kendine Özel Başlangıcı Vardır

"Hiç mi sevmedin?" Diyemiyorum. 
Can çekişiyor içim, sevip sevilmediğimden değil, değer verip verilmediğinden değil, sensizliğin o uzun sınırında karşıya geçmek için her uğraşımda hayatın dikenli tellerinin batmasıydı acıtan... 

İyi günler sayın dinleyen, İnsandan Öte burası!

Masanın başında, bir kağıda uzun uzun notlar almaktaydı, bazen kafasını kaldırıp, usulca başını geriye atıp, sol yanında duran camdan dışarı, neredeyse odaya taşacak kadar heybetli bir ağacın dallarına, yapraklarına, kısacası yeşiline bakmaktaydı.

Küllükler boşalır, her şey geçtikçe, zaman, yeşili siyaha boyarken üstüne üstüne geldi. Boğulduğunu hissetti, pencereyi açsa gecenin serinliği biraz olsun kendine getirebilirdi. Yerinden kalktı balkona  attı kendini. Mutfaktan bir çay alıp iskemleye oturdu, dünyaya dair hayallere daldı.

Her şey için ne kadar acele etmek gerekiyordu. 

Bu çerçevenin ortasından bize bakan ciddiyetsizin, yarın sabah başka bir ciddiyetsizle yer değiştireceği gerçeği. 

Sınıfsız, toplum belgeseli. 

Yerinden doğruldu. Balkondaki çayından bir kaç yudum kaldı, sigarasını, bardağın altındaki tabakta söndürdü, hülyalarını şehirlerarası bir trenin koltuğundaki geceye sakladı. Gitme vakti gelmişti. 

Hızlıca gardorabından iki günlük gezisine yetecek iki gömlek, bir pantolon -bir pantolonda üstünde vardı- iki çift çorap, iç çamaşırı, masanın üzerinden yarım kalmış kitabını, banyodan; traş bıçağı, diş macunu ve diş fırçasını da çantasına atıp evden çıktı. Eski bir yolculuğunu hatırladı. Her gidişinde daha da sıkıldığı yolculuğuna başlarken...

...Tren garına geldiğinde ne kadar değiştiğini anladı her şeyin. Onca ağır şey bu denli hızla değiştiğine göre kendinin de bu değişiminden etkilenmemesini normal karşıladı. Gençlik yıllarında okuduğu bir metnin içinde geçen, "Plus ca change, plus c'est la même chose" sözünü hatırladı. Vagonun kapı koluna tutunmuş kendini bir merdiven basamağından, içeri bırakırken...


Kafkaesque

Dün gece masumiyeti gerçeklikten silinmiş. Flu, ağır aksak rutin fizik kurallarını reddediyordu bünyem. “ İyi değilim ” diyordum sürekli, ...